Artiyal Septal Defekt (ASD) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri
 
 Atrial Septal Defekt (ASD), kalbin iki üst odacığı olan sağ ve sol kulakçık (atriyum) arasındaki duvarda (septum) doğuştan bulunan bir deliktir. Bu açıklık, kalpten akciğerlere normalden daha fazla kan pompalanmasına neden olur ve zamanla kalp ve akciğer damarlarında yük artışına yol açabilir. ASD, konjenital yani doğuştan gelen bir kalp hastalığı olup, çocukluk döneminde fark edilebileceği gibi bazen yetişkin yaşlara kadar belirti vermeden kalabilir.
Küçük delikler genellikle kendiliğinden kapanabilirken, büyük olanlar tedavi gerektirir. Hastalarda nefes darlığı, çabuk yorulma, kalp çarpıntısı ve sık solunum yolu enfeksiyonu gibi belirtiler görülebilir. Erken tanı ve uygun tedavi yöntemleriyle ASD hastalığı tamamen düzeltilebilir ve kişiler normal bir yaşam sürebilir.
İÇİNDEKİLER
- ASD nedir?
- ASD’nin tipleri nelerdir ve hangi tipler daha yaygındır?
- ASD ne sıklıkla görülür?
- ASD neden oluşur?
- ASD belirtileri nelerdir?
- ASD nasıl teşhis edilir? Hangi tetkikler yapılır?
- ASD kapatılmadan bırakılırsa ne gibi komplikasyonlar olabilir?
- ASD kapatılması gerekir mi, ne zaman yapılmalıdır?
- ASD tedavi seçenekleri nelerdir?
- ASD kapatılmasının başarı oranı nedir ve ameliyat sonrası yaşam nasıl olur?
- ASD varsa yaşam tarzında ne gibi değişiklikler yapılmalıdır?
- ASD ile gebelik ve hamilelik mümkün müdür? Dikkat edilmesi gerekenler var mıdır?
- ASD önlenebilir mi veya ailede varsa tekrar risk var mıdır?
ASD nedir?
Atrial Septal Defekt (ASD), kalbin iki üst odacığı olan sağ ve sol atriyum (kulakçık) arasındaki duvarda (septum) doğuştan bulunan bir delik veya açıklıktır. Bu açıklık, oksijen açısından zengin olan sol kulakçıktaki kanın bir kısmının sağ kulakçığa geçmesine neden olur. Bu durum kalpte ve akciğerlerde normalden daha fazla kan dolaşmasına yol açar.
🩺 ASD’nin Fizyolojik Etkisi
Kalpteki bu delik nedeniyle, sol atriyumdan sağ atriyuma sürekli kan akışı olur. Bu da:
- Sağ kulakçık ve sağ karıncığın büyümesine,
- Akciğer damarlarında basınç artışına,
- Zamanla kalp yorgunluğu ve ritim bozukluklarına
neden olabilir. Uzun dönemde tedavi edilmezse kalp yetmezliği veya pulmoner hipertansiyon gibi ciddi komplikasyonlar gelişebilir.
👶 Doğuştan (Konjenital) Bir Kalp Anomalisi
ASD, doğuştan gelen kalp hastalıkları arasında en sık görülenlerden biridir. Bazı bebeklerde küçük delikler doğumdan sonraki ilk yıllarda kendiliğinden kapanabilir. Ancak orta ve büyük boyuttaki açıklıklar genellikle müdahale gerektirir.
🧠 ASD Türleri
Atrial septal defektler, açıklığın yerine göre farklı türlere ayrılır:
- Ostium secundum tipi: En sık görülen türdür ve septumun ortasında yer alır.
- Ostium primum tipi: Kalbin alt kısmına yakın bir bölgededir, genellikle diğer kalp anomalileriyle birlikte görülür.
- Sinüs venozus tipi: Üst veya alt vena kava yakınında bulunur, genellikle toplardamar anomalileriyle birliktedir.
ASD’nin tipleri nelerdir ve hangi tipler daha yaygındır?
Atrial Septal Defekt (ASD), kalbin iki üst odacığı olan sağ ve sol atriyum arasındaki duvarda yer alan açıklığın bulunduğu bölgeye göre farklı tiplere ayrılır. Her tipin oluşum şekli, yeri ve tedavi yaklaşımı birbirinden farklıdır. ASD’nin dört ana tipi vardır ve bunlardan “ostium secundum tipi” en yaygın olanıdır.
🩺 1. Ostium Secundum Tipi ASD
ASD’nin en sık görülen türüdür (tüm ASD vakalarının yaklaşık %70–75’ini oluşturur). Delik, atriyal septumun ortasında yer alır. Çoğu zaman başka bir kalp anomalisine eşlik etmez ve genellikle kateter yöntemiyle (kapalı cerrahi) kolayca kapatılabilir.
- Genetik yatkınlık veya doğum sırasında kalp duvarının tam kapanmaması sonucu oluşur.
- Küçük boyuttaki açıklıklar çocukluk döneminde kendiliğinden kapanabilir.
- Büyük delikler ise nefes darlığı, çarpıntı ve kalp büyümesine yol açabilir.
🧬 2. Ostium Primum Tipi ASD
Septumun alt kısmında, atriyoventriküler (AV) kapaklara yakın bir bölgede yer alır. Genellikle mitral veya triküspit kapak anomalileri gibi başka doğumsal kalp hastalıklarıyla birlikte görülür.
- Toplam ASD vakalarının yaklaşık %15–20’sini oluşturur.
- Kendiliğinden kapanmaz; genellikle açık kalp ameliyatı gerektirir.
- Down sendromu olan çocuklarda daha sık görülür.
🩸 3. Sinüs Venozus Tipi ASD
Bu tip defekt, üst veya alt vena kava (toplardamar) girişine yakın bir bölgede yer alır. Genellikle akciğer toplardamarlarının anormal birleşmesi (PAPVD) ile birlikte bulunur.
- ASD vakalarının yaklaşık %5–10’unu oluşturur.
- Kateter yöntemiyle kapatılamaz; cerrahi müdahale gerekir.
- Çoğu zaman ileri yaşta belirti verir (çabuk yorulma, nefes darlığı, ritim bozukluğu gibi).
🫀 4. Koroner Sinüs Tipi ASD
Nadir görülen bir ASD türüdür (%1’den az). Koroner sinüs ile sol atriyum arasında anormal bir bağlantı vardır. Genellikle diğer kalp anomalileriyle birlikte görülür.
- Doğuştan damar gelişim kusurları nedeniyle oluşur.
- Kendiliğinden kapanmaz ve genellikle cerrahi tedavi gerekir.
📊 5. Görülme Sıklığına Göre Sıralama
- Ostium Secundum Tipi – %70–75
- Ostium Primum Tipi – %15–20
- Sinüs Venozus Tipi – %5–10
- Koroner Sinüs Tipi – <%1
ASD ne sıklıkla görülür?
Artiyal Septal Defekt (ASD), doğuştan gelen kalp hastalıkları arasında nispeten yaygın bir durumdur. Aşağıda görülme sıklığıyla ilgili güncel veriler yer almaktadır:
- ABD’de her 10.000 canlı doğumdan yaklaşık 13’ünde ASD görüldüğü bildirilmiştir. :contentReference[oaicite:1]{index=1}
- Dünya genelinde kalp doğuştan hastalıkları içinde, ASD’nin prevalansı yaklaşık 1,44 – 1,69 ‰ (binde) civarındadır. :contentReference[oaicite:2]{index=2}
- Çocuklarda doğuştan kalp hastalığı (DKH) arasında ASD’nin oranı %18–19 civarındadır. :contentReference[oaicite:3]{index=3}
- ASD özellikle gençlerde ve semptomsuz vakalarda saptandıkça görülme sıklığı artmaktadır. :contentReference[oaicite:4]{index=4}
Özetle, ASD nadir bir durum değildir; doğuştan kalp hastalıkları arasında orta ve yüksek sıklıkta yer alır. Tanı yöntemlerinin gelişmesiyle birlikte, daha önce saptanmayan vakaların da tespit edildiği görülmektedir.
ASD neden oluşur?
Atrial Septal Defekt (ASD), kalbin sağ ve sol kulakçıkları (atriyumlar) arasındaki duvarın (septumun) gelişimi sırasında oluşan bir kusur sonucu meydana gelir. Normalde anne karnındaki fetüsün kalbinde bu bölgede “foramen ovale” adı verilen doğal bir açıklık bulunur. Doğumdan sonra bu açıklığın kapanması gerekir. Ancak bazı durumlarda bu kapanma tam gerçekleşmez veya septumun başka bir bölümünde ek bir delik oluşur. Bu durum ASD (atriyal septal defekt) olarak adlandırılır.
🧬 1. Genetik Nedenler
ASD’nin oluşumunda genetik faktörlerin önemli bir rolü vardır. Bazı vakalarda aile içinde tekrarlama eğilimi görülür. Ayrıca belirli genlerdeki mutasyonlar kalp gelişiminde bozukluğa yol açabilir.
- NKX2-5, GATA4, TBX5, TBX20 gibi genlerdeki mutasyonlar ASD’ye neden olabilir.
- Ailede doğuştan kalp hastalığı öyküsü varsa, yeni doğanda ASD görülme riski artar.
- Genetik sendromlarla (örneğin Down sendromu, Holt-Oram sendromu, Noonan sendromu) birlikte görülebilir.
☣️ 2. Gebelik Dönemindeki Çevresel Faktörler
Anne karnındaki bebekte kalp gelişimi, gebeliğin ilk 6–8 haftasında şekillenir. Bu dönemde annenin maruz kaldığı bazı çevresel etkenler ASD riskini artırabilir.
- Alkol ve sigara kullanımı (özellikle ilk trimesterde)
- Kontrolsüz diyabet veya obezite
- Gebelikte kullanılan bazı ilaçlar (örneğin antiepileptikler veya retinoik asit türevleri)
- Radyasyon veya ağır metal maruziyeti
- Rubella (kızamıkçık) gibi viral enfeksiyonlar
🤰 3. Gebelik Sırasında Gelişimsel Bozukluklar
Embriyonik dönemde kalp yapılarının birleşme ve kapanma sürecindeki bozukluklar da ASD’ye neden olabilir. Özellikle foramen ovale’nin kapanmaması veya septum primum ve secundum tabakalarının eksik birleşmesi bu duruma yol açar.
- Foramen ovale’nin doğum sonrası fizyolojik olarak kapanmaması
- Kalp dokusunun gelişiminde yetersizlik (septal doku eksikliği)
- Yetersiz kanlanma veya doku oksijenlenmesi bozuklukları
🧠 4. Diğer Risk Faktörleri
- Anne yaşının ileri olması (35 yaş ve üzeri gebelikler)
- Ailede doğuştan kalp anomalisi öyküsü bulunması
- Prematüre doğum veya düşük doğum ağırlığı
- Çoğul gebelikler (ikiz, üçüz vb.)
ASD belirtileri nelerdir?
Atrial Septal Defekt (ASD) belirtileri, açıklığın büyüklüğüne ve kalbin ne kadar etkilendiğine bağlı olarak değişir. Küçük ASD’ler genellikle belirti vermez ve rutin muayenelerde tesadüfen fark edilir. Ancak orta ve büyük boyuttaki açıklıklar, zamanla kalp ve akciğerlerde yük artışına yol açarak çeşitli semptomlara neden olabilir.
👶 Çocuklarda ASD Belirtileri
ASD çoğu zaman doğuştan var olmasına rağmen, çocukluk döneminde fark edilmeyebilir. Ancak bazı çocuklarda erken yaşta şu belirtiler görülebilir:
- Çabuk yorulma: Özellikle emme veya oyun sırasında erken yorulma gözlenir.
- Hızlı nefes alma (taşipne): Akciğerlerdeki kan yükü arttığı için solunum hızlanır.
- Sık solunum yolu enfeksiyonu: Özellikle bronşit veya zatürre eğilimi artar.
- Büyüme ve kilo alımında yavaşlama: Kalp üzerindeki yük artışı, beslenme performansını olumsuz etkiler.
- Murmur (üfürüm): Doktor muayenesinde stetoskopla duyulabilen kalp üfürümü ASD’nin ilk işareti olabilir.
🧍♀️ Yetişkinlerde ASD Belirtileri
Küçük ASD’ler çocuklukta fark edilmeyip yetişkin yaşlara kadar sessiz kalabilir. Ancak yaş ilerledikçe kalpteki yüklenme ve akciğer basıncı artışı semptomların ortaya çıkmasına yol açar.
- Nefes darlığı (dispne): Özellikle efor sırasında belirgindir.
- Kalp çarpıntısı (aritmi): Atriyal fibrilasyon veya atriyal flutter gibi ritim bozuklukları gelişebilir.
- Göğüs ağrısı veya baskı hissi: Kalbin fazla çalışması nedeniyle ortaya çıkar.
- Yorgunluk ve halsizlik: Günlük aktivitelerde erken yorulma gözlenir.
- Bacaklarda ve karında şişlik (ödem): Kalp yetmezliği geliştiğinde görülür.
- Egzersiz toleransında azalma: Kişi önceden rahatlıkla yaptığı fiziksel aktiviteleri yapmakta zorlanır.
🫀 Uzun Vadede Görülebilecek Komplikasyon Belirtileri
Tedavi edilmemiş büyük ASD’lerde yıllar içinde kalp ve akciğerlerde kalıcı değişiklikler gelişebilir:
- Pulmoner hipertansiyon: Akciğer damarlarında basınç artışı ve nefes darlığı
- Sağ kalp yetmezliği: Sağ kulakçık ve karıncığın genişlemesi
- Ritim bozuklukları: Atriyal fibrilasyon en sık görülen aritmi türüdür.
- Paradoksal emboli: Kan pıhtısının kalpten beyne geçip felce yol açması riski
⚠️ Belirtiler Ne Zaman Ortaya Çıkar?
- Küçük ASD’ler genellikle çocuklukta belirti vermez ve kendiliğinden kapanabilir.
- Orta ve büyük ASD’lerde belirtiler ergenlik veya yetişkinlik döneminde belirginleşir.
- İleri yaşlarda (40 yaş üzeri) tanı alan hastalarda genellikle çarpıntı, nefes darlığı veya ritim bozukluğu ön plandadır.
ASD nasıl teşhis edilir? Hangi tetkikler yapılır?
Atrial Septal Defekt (ASD) tanısı, genellikle doktorun fizik muayenesi sırasında tespit edilen kalp üfürümü (murmur) veya kalp büyümesi şüphesiyle başlar. Kesin tanı ise görüntüleme ve kardiyolojik testlerle konur. Günümüzde ASD, hem çocuklarda hem yetişkinlerde non-invaziv (girişim gerektirmeyen) yöntemlerle kolaylıkla teşhis edilebilmektedir.
🩺 1. Fizik Muayene Bulguları
Kardiyolog veya çocuk doktoru, stetoskopla kalp dinlerken ASD’ye özgü bazı bulgular fark edebilir:
- Kalp üfürümü (murmur): Kalpteki delikten geçen kanın oluşturduğu türbülans nedeniyle duyulur.
- Sabit ikinci kalp sesi (S2): Özellikle büyük ASD’lerde karakteristik bir bulgudur.
- Kalp büyümesine bağlı göğüs duvarında genişlemiş kalp alanı hissedilebilir.
🫀 2. Elektrokardiyografi (EKG)
Kalpteki elektriksel aktiviteyi ölçen bu test, ASD’nin dolaylı etkilerini gösterir:
- Sağ atriyum ve sağ ventrikülün büyümesine bağlı sağ eksen sapması görülebilir.
- Ritim bozuklukları (örneğin atriyal fibrilasyon) saptanabilir.
🩻 3. Göğüs Röntgeni (Akciğer Filmi)
Göğüs röntgeninde kalbin genel büyüklüğü ve akciğer damarlarının durumu değerlendirilir:
- Kalp gölgesinde genişleme (özellikle sağ kalp boşluklarında)
- Akciğer damarlarında belirginlik (akciğerlere fazla kan gitmesi nedeniyle)
🧪 4. Ekokardiyografi (EKO)
ASD tanısında en önemli ve en güvenilir yöntemdir. Ses dalgaları kullanılarak kalbin yapısı ve kan akışı ayrıntılı şekilde görüntülenir.
- Transtorasik ekokardiyografi (TTE): Göğüs üzerinden yapılan standart EKO’dur ve çoğu ASD bu yöntemle tespit edilir.
- Transözofageal ekokardiyografi (TEE): Bazı vakalarda daha ayrıntılı inceleme için yemek borusundan prob kullanılarak yapılır.
- Delik boyutu, yeri ve yönü net şekilde ölçülür; böylece tedavi planı oluşturulur.
🧭 5. Kardiyak Manyetik Rezonans (MR) veya Bilgisayarlı Tomografi (BT)
EKO bulgularının yetersiz kaldığı veya ek anomalilerden şüphelenildiği durumlarda kullanılır. Bu yöntemlerle:
- Kalbin üç boyutlu yapısı ayrıntılı olarak görüntülenir.
- ASD’nin tipi (ostium secundum, primum, sinüs venozus vb.) ve boyutu ölçülür.
- Sağ kalp ve akciğer damarlarındaki yük artışı değerlendirilebilir.
🩸 6. Kardiyak Kateterizasyon
ASD tanısı için nadiren gerek duyulan, genellikle cerrahi veya kapalı kapatma planlanan hastalarda uygulanan bir yöntemdir.
- Kasık damarından ince bir kateter kalbe yönlendirilir.
- Kalp içi basınç ölçümü ve kan oksijen düzeyleri değerlendirilir.
- Gerekirse bu işlem sırasında kateter yoluyla ASD kapatma işlemi de yapılabilir.
📋 7. Fetüslerde (Anne Karnında) Tanı
ASD, doğum öncesi dönemde de fetal ekokardiyografi ile tespit edilebilir. Gebeliğin 18–22. haftaları arasında yapılan detaylı ultrason taramaları sırasında kalp gelişimi değerlendirilir.
💡 Özetle
ASD’nin teşhisinde en temel yöntem ekokardiyografidir. EKG ve röntgen yardımcı testler olarak kullanılırken, MR ve kateterizasyon özel durumlarda uygulanır. Erken tanı, tedavi planlaması ve komplikasyonların önlenmesi açısından büyük önem taşır.
ASD kapatılmadan bırakılırsa ne gibi komplikasyonlar olabilir?
Atrial Septal Defekt (ASD) küçük boyutlu olduğunda genellikle belirti vermeyebilir ve bazı vakalarda kendiliğinden kapanabilir. Ancak orta ve büyük açıklıklar uzun süre tedavi edilmeden bırakıldığında kalpte ve akciğerlerde ciddi, hatta geri dönüşsüz komplikasyonlara yol açabilir. Bu komplikasyonlar genellikle yıllar içinde gelişir ve hastanın yaşam kalitesini düşürür.
🫀 1. Sağ Kalp Büyümesi (Kardiyak Dilatasyon)
ASD kapatılmadığında sol atriyumdan sağ atriyuma sürekli kan geçişi olur. Bu durum:
- Sağ kulakçık (atriyum) ve sağ karıncığın (ventrikül) hacim olarak genişlemesine,
- Kalp kasının zamanla yorulmasına ve işlevinin azalmasına
neden olur. Uzun vadede bu tablo sağ kalp yetmezliği ile sonuçlanabilir.
💨 2. Pulmoner Hipertansiyon (Akciğer Damarlarında Basınç Artışı)
Kalpten akciğerlere giden kan miktarının artması, akciğer damarlarında kronik basınç yükselmesine yol açar. Bu durum, zamanla damar duvarlarının kalınlaşmasına ve elastikiyetin kaybolmasına neden olur.
- Erken dönemde nefes darlığı ve efor kapasitesinde azalma görülür.
- İleri evrede pulmoner hipertansiyon kalıcı hale gelir ve geri döndürülemez.
- Bu tablo, Eisenmenger sendromu olarak adlandırılan ciddi bir hastalığa dönüşebilir.
❤️ 3. Kalp Yetmezliği
Uzun süreli hacim yükü, kalp kasının pompalama gücünü azaltır. Başlangıçta sadece eforla ortaya çıkan yorgunluk ve nefes darlığı, zamanla istirahat halindeyken bile hissedilir hale gelir.
- Bacaklarda, karında ve göz kapaklarında şişlik (ödem)
- Gece nefes darlığı ve çabuk yorulma
- Karaciğer büyümesi ve sıvı birikimi
gibi belirtiler gelişir.
⚡ 4. Ritim Bozuklukları (Aritmiler)
ASD kapatılmadığında sağ atriyumun genişlemesi, kalpteki elektriksel iletimi bozar. Özellikle yetişkinlik döneminde en sık görülen aritmiler şunlardır:
- Atrial fibrilasyon (AF): Düzensiz ve hızlı kalp atımı
- Atrial flutter: Kalbin üst odacıklarında hızlı, düzenli atımlar
Bu ritim bozuklukları çarpıntı, baş dönmesi, bayılma ve pıhtı oluşma riskini artırır.
🧠 5. Paradoksal Emboli ve İnme Riski
ASD’de kanın yönü zaman zaman tersine dönebilir (özellikle pulmoner basınç yükseldiğinde). Bu durumda toplardamarlardan gelen pıhtılar, kalpteki delikten geçerek beyne ulaşabilir. Bu durum paradoksal emboli olarak bilinir ve inme (felç) riski oluşturur.
💧 6. Egzersiz Kapasitesinde Azalma
Kalp ve akciğer üzerindeki yük arttıkça oksijenlenme bozulur. Kişi zamanla günlük aktivitelerde bile çabuk yorulur. Bu durum yaşam kalitesini ciddi şekilde etkiler.
🧬 7. Eisenmenger Sendromu (İleri Evre Komplikasyon)
Uzun yıllar boyunca tedavi edilmemiş büyük ASD’lerde akciğer damar basıncı çok yükselir ve kan akışı yön değiştirir (sağdan sola şant oluşur). Bu durumun adı Eisenmenger sendromudur.
- Dudaklarda ve tırnaklarda morarma (siyanoz)
- Kalıcı nefes darlığı ve çarpıntı
- Kanda oksijen düşüklüğü
- Yaşam süresinde ciddi azalma
Bu tablo geri dönüşsüzdür ve ASD artık kapatılamaz hale gelir.
ASD kapatılması gerekir mi, ne zaman yapılmalıdır?
Atrial Septal Defekt (ASD) her vakada kapatılması gereken bir durum değildir. Küçük açıklıklar kendiliğinden kapanabilirken, orta ve büyük boyuttaki delikler kalp ve akciğerler üzerinde zamanla ciddi yük oluşturur. Bu nedenle, ASD’nin kapatılıp kapatılmayacağı ve ne zaman yapılacağı, defektin büyüklüğüne, yönüne, semptomlara ve kalp fonksiyonlarına göre belirlenir.
🩺 1. Küçük ASD’ler (Kendiliğinden Kapanma Olasılığı)
Çapı 5 mm’den küçük olan ASD’ler genellikle belirti vermez ve bebeklik veya erken çocukluk döneminde kendiliğinden kapanabilir.
- Bu tip vakalarda düzenli kardiyolojik takip yeterlidir.
- Ekokardiyografi ile defektin boyutu izlenir.
- Kalpte büyüme veya akciğer basıncında artış yoksa cerrahi gerekmez.
🫀 2. Orta ve Büyük ASD’ler (Tedavi Gerektiren Durumlar)
Çapı 8–10 mm’nin üzerinde olan veya kalp boşluklarında genişleme saptanan ASD’lerin mutlaka kapatılması gerekir. Çünkü bu durum uzun vadede sağ kalp yetmezliği, ritim bozuklukları ve pulmoner hipertansiyon gibi komplikasyonlara yol açabilir.
- Hastada nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı gibi belirtiler varsa müdahale önerilir.
- Akciğer basıncı (pulmoner arter basıncı) normal veya hafif yüksek düzeydeyken kapatılması en ideal zamandır.
👶 3. Kapatma Zamanı
Kapatma işleminin zamanı, hastanın yaşına ve semptomlarına göre değişir:
- Çocuklarda: Genellikle 2–6 yaş arasında yapılması önerilir. Bu yaşta kalp ve akciğerler henüz kalıcı hasar görmemiştir.
- Yetişkinlerde: Tanı konulduğu anda, komplikasyon gelişmeden kapatma işlemi yapılmalıdır.
- Gebelik planlayan kadınlarda: Gebelikten önce ASD kapatılmalıdır, çünkü hamilelikte kalp yükü artar ve komplikasyon riski yükselir.
💉 4. Kapatma Yöntemleri
ASD’nin tipi ve yeri, hangi yöntemin uygulanacağını belirler:
- Kateter (kapalı yöntem): En sık kullanılan ve düşük riskli yöntemdir. Kasık damarından girilerek kalbe yerleştirilen özel bir cihaz (Amplatzer septal occluder vb.) ile delik kapatılır. Özellikle ostium secundum tipi ASD’lerde tercih edilir.
- Açık kalp cerrahisi: Kateterle kapatılamayan büyük veya kenar desteği yetersiz ASD’lerde uygulanır. Kalp cerrahı, yama veya dikiş yöntemiyle açıklığı kapatır.
⚠️ 5. Kapatılmaması Gereken Durumlar
Bazı ileri evre vakalarda ASD’nin kapatılması tehlikeli olabilir:
- Eisenmenger sendromu gelişmişse (akciğer damar basıncı çok yüksek ve kan akışı tersine dönmüşse), kapatma işlemi yapılmaz.
- Bazı küçük, asemptomatik ASD’ler sadece takip edilir.
ASD tedavi seçenekleri nelerdir?
Atrial Septal Defekt (ASD) tedavisi, delik (defekt) boyutuna, tipine, hastanın yaşına ve kalp üzerindeki etkilerine göre planlanır. Küçük ASD’ler çoğu zaman sadece takip gerektirirken, orta ve büyük açıklıklar için cerrahi veya kateter yoluyla kapatma işlemi yapılır. Günümüzde modern yöntemler sayesinde ASD tedavisi yüksek başarı oranıyla ve düşük riskle gerçekleştirilebilmektedir.
🩺 1. İzlem (Takip) Tedavisi
Küçük ASD’ler genellikle belirti vermez ve bebeklik veya çocukluk döneminde kendiliğinden kapanabilir. Bu nedenle bu tür vakalarda cerrahiye gerek duyulmaz.
- 5 mm’den küçük defektler genellikle doğumdan sonraki ilk yıllarda kapanabilir.
- Her 6–12 ayda bir ekokardiyografi (EKO) ile takip edilir.
- Kalp büyümesi, ritim bozukluğu veya akciğer basıncında artış gelişirse tedavi planı yeniden değerlendirilir.
💉 2. Kateter Yoluyla Kapatma (Kapalı Yöntem)
Kateterle ASD kapatma işlemi, günümüzde en sık kullanılan ve cerrahi kesi gerektirmeyen yöntemdir. Özellikle ostium secundum tipi ASD olan hastalarda başarıyla uygulanır.
📋 Nasıl Yapılır?
- Kasık damarından ince bir kateter yardımıyla kalbe ulaşılır.
- Defektin bulunduğu bölgeye özel bir kapatma cihazı (örneğin Amplatzer septal occluder) yerleştirilir.
- Cihaz iki taraflı “şemsiye” gibi açılarak deliği kalıcı olarak kapatır.
✅ Avantajları
- Genel anestezi altında yapılır ancak açık cerrahi gerekmez.
- Hastanede kalış süresi genellikle 1–2 gündür.
- Yara izi kalmaz ve iyileşme süresi çok kısadır.
- Çocuklar ve genç erişkinlerde yüksek başarı oranına sahiptir (%95’in üzeri).
⚠️ Uygulanamadığı Durumlar
- Ostium primum, sinüs venozus veya koroner sinüs tipi ASD olan hastalarda yapı uygun olmadığından bu yöntem tercih edilmez.
- Kenar desteği yetersiz büyük defektlerde cerrahi gerekir.
🫀 3. Cerrahi Kapatma (Açık Kalp Ameliyatı)
Cerrahi yöntem, ASD tedavisinde klasik ancak halen en etkili yaklaşımdır. Kateterle kapatılamayan, büyük ya da karmaşık yapıda defektlerde uygulanır.
📋 Nasıl Yapılır?
- Hasta genel anestezi altına alınır.
- Kalp-damar cerrahı, göğüs kafesini açarak kalbe ulaşır.
- Deliğin büyüklüğüne göre iki farklı yöntem kullanılır:- Direkt dikiş (primary repair): Küçük açıklıklar doğrudan dikilerek kapatılır.
- Yama ile onarım (patch repair): Daha büyük açıklıklarda perikard veya sentetik yama kullanılır.
 
✅ Avantajları
- Tüm ASD tiplerinde uygulanabilir.
- Kalıcı ve kesin bir çözüm sağlar.
- Uzun vadeli başarı oranı çok yüksektir (%98’e kadar).
⚠️ Dezavantajları
- Göğüs açılması nedeniyle iyileşme süresi daha uzundur (yaklaşık 4–6 hafta).
- Ameliyat sonrası kısa süreli ritim bozuklukları gelişebilir.
💊 4. İlaç Tedavisi (Destekleyici)
ASD’nin kendisini kapatmak için ilaç yoktur, ancak hastalığın etkilerini hafifletmek amacıyla destekleyici tedaviler uygulanabilir.
- Diüretikler: Kalpteki yükü ve akciğerlerdeki sıvı birikimini azaltır.
- Anti-aritmik ilaçlar: Ritim bozukluklarını kontrol altına alır.
- Antikoagülanlar (kan sulandırıcılar): Kan pıhtısı riskini azaltır, özellikle atriyal fibrilasyonu olan hastalarda kullanılır.
⚕️ 5. Eisenmenger Sendromu Gelişmişse
Eğer ASD uzun yıllar kapatılmadan kalmış ve akciğer damar basıncı (pulmoner hipertansiyon) çok artmışsa, artık kapatma işlemi yapılamaz. Bu durumda:
- Semptomları hafifletici tedavi uygulanır.
- Pulmoner hipertansiyonu azaltan ilaçlar kullanılabilir.
- İleri vakalarda kalp-akciğer nakli gündeme gelebilir.
ASD kapatılmasının başarı oranı nedir ve ameliyat sonrası yaşam nasıl olur?
Atrial Septal Defekt (ASD) kapatma işlemleri, günümüzde oldukça yüksek başarı oranına sahip güvenli tedavilerdir. Uygulanan yöntem — kateterle kapatma ya da açık kalp cerrahisi — hastanın yaşına, defektin tipine ve büyüklüğüne göre seçilir. Her iki yöntemde de doğru zamanda yapılan müdahaleyle hastalar tamamen normal bir yaşam sürdürebilir.
📊 1. ASD Kapatılmasının Başarı Oranı
ASD tedavisinde başarı oranı, modern tıbbi cihazlar ve ileri cerrahi teknikler sayesinde oldukça yüksektir:
- Kateterle kapatma yönteminde başarı oranı: %95–98
- Cerrahi kapatma yönteminde başarı oranı: %98–99
- Çocuklarda ve genç yetişkinlerde komplikasyon oranı oldukça düşüktür (%1’in altında).
Kateterle yapılan kapatmalarda kullanılan cihazlar (örneğin Amplatzer septal occluder) kalp duvarına sabitlenir ve birkaç ay içinde kalp dokusuyla bütünleşir. Cerrahi yöntemde ise kalp tam olarak onarıldığı için kalıcı bir çözüm sağlanır.
🩺 2. Ameliyat Sonrası Süreç
ASD kapatıldıktan sonra hastaların çoğu kısa sürede iyileşir ve yaşam kaliteleri belirgin şekilde artar. Ameliyat sonrası süreç yönteme göre değişiklik gösterebilir:
➡️ Kateterle Kapatma Sonrası
- İşlemden sonra hasta genellikle 1–2 gün içinde taburcu olur.
- İlk 6 ay boyunca kan sulandırıcı ilaç (örneğin aspirin) kullanılır.
- Cihazın kalp duvarına tamamen yapışması 3–6 ay sürebilir.
- Bu dönemde ağır egzersiz, darbeli sporlar ve yüksek eforlu aktivitelerden kaçınılır.
- 6 ay sonra genellikle kişi tamamen normal aktivitelere dönebilir.
➡️ Cerrahi Kapatma Sonrası
- Ameliyat sonrası hastanede kalış süresi ortalama 5–7 gündür.
- İlk birkaç hafta yorgunluk ve göğüs ağrısı görülebilir ancak bunlar geçicidir.
- Yaklaşık 4–6 hafta içinde günlük hayata dönüş mümkündür.
- Ameliyat bölgesinin iyileşmesi tamamlandığında hasta normal fiziksel aktivitelere dönebilir.
💖 3. Uzun Dönem Yaşam ve Beklentiler
ASD kapatılması sonrasında yaşam süresi ve kalitesi normale döner. Hastaların çoğu hiçbir kısıtlama olmadan sağlıklı bir yaşam sürer.
- Kalp büyümesi ve akciğer basıncı zamanla normale döner.
- Ritim bozuklukları genellikle azalır veya tamamen kaybolur.
- Çocuklarda büyüme ve gelişme hızlanır, fiziksel performans artar.
- Hamile kalmak isteyen kadınlar için de ASD kapatılması sonrası gebelik genellikle güvenlidir.
⚠️ 4. Olası Geç Dönem Riskler
Her ne kadar başarı oranı yüksek olsa da bazı hastalarda nadiren geç dönem komplikasyonlar görülebilir:
- Geçici ritim bozuklukları (özellikle ameliyattan sonraki ilk aylarda)
- Kateter cihazına bağlı küçük pıhtı oluşumu veya lokal inflamasyon
- Cerrahi onarım sonrası çok nadiren yama bölgesinde yeniden sızıntı (rezidüel şant)
Bu nedenle, ameliyattan sonra ilk yıl boyunca düzenli kardiyoloji kontrolleri önemlidir.
🏃♀️ 5. Ameliyat Sonrası Yaşam Tarzı Önerileri
- Dengeli beslenme ve düzenli egzersiz kalp sağlığını destekler.
- Sigara ve alkol kullanımından kaçınılmalıdır.
- Enfeksiyonlardan korunmak için diş tedavileri öncesi hekim bilgilendirilmelidir (gerekirse koruyucu antibiyotik verilebilir).
- Rutin kardiyoloji kontrolleri 6 ayda bir yapılmalıdır.
💡 Özetle
ASD kapatma işlemleri hem kateterle hem de cerrahi yöntemlerle son derece başarılı ve güvenlidir. Erken dönemde yapılan tedaviyle kalp fonksiyonları tamamen normale döner. Hastalar ameliyat sonrası birkaç hafta içinde sağlıklı bir yaşama döner ve uzun vadede herhangi bir kısıtlama olmadan aktif bir hayat sürebilirler.
ASD varsa yaşam tarzında ne gibi değişiklikler yapılmalıdır?
Atrial Septal Defekt (ASD) tanısı konulan bireylerin yaşam tarzı, kalp sağlığını desteklemeye ve komplikasyon riskini azaltmaya yönelik olmalıdır. Küçük ASD’ler genellikle belirti vermediği için yaşam kalitesini ciddi şekilde etkilemez. Ancak orta ve büyük defektlerde, kalp üzerindeki yükü azaltmak ve hastalığın ilerlemesini önlemek için bazı alışkanlıkların değiştirilmesi gerekir.
🏃♀️ 1. Egzersiz ve Fiziksel Aktivite
- Küçük ve asemptomatik ASD’lerde hafif ve orta düzeyde egzersiz (yürüyüş, yüzme, yoga, hafif bisiklet) serbesttir.
- Büyük ASD’si olup henüz kapatılmamış kişilerde ağır fiziksel eforlardan (ağırlık kaldırma, koşu, rekabet sporları) kaçınılmalıdır.
- ASD kapatıldıktan sonra, hekim onayıyla genellikle 3–6 ay içinde normal fiziksel aktivitelere dönülebilir.
- Kalp ritim bozukluğu veya pulmoner hipertansiyon varsa egzersiz programı doktor gözetiminde planlanmalıdır.
🥗 2. Beslenme Düzeni
- Kalp sağlığını korumak için Akdeniz tipi beslenme önerilir.
- Tuz ve doymuş yağ tüketimi sınırlandırılmalı; taze sebze, meyve, tam tahıllar ve omega-3 içeren balıklar tercih edilmelidir.
- Aşırı kafein ve enerji içecekleri, çarpıntı riskini artırabileceği için sınırlı miktarda alınmalıdır.
- Vücut ağırlığı kontrol altında tutulmalı; obezite, kalbin yükünü artırabilir.
🚭 3. Sigara ve Alkol Kullanımı
- Sigara kullanımı kesinlikle bırakılmalıdır. Nikotin, damar yapısına zarar vererek oksijenlenmeyi azaltır ve kalp yükünü artırır.
- Alkol, özellikle ritim bozukluğu olan hastalarda çarpıntıyı tetikleyebilir; bu nedenle mümkünse tamamen kaçınılmalı ya da çok sınırlı tüketilmelidir.
🩺 4. Düzenli Doktor Kontrolleri
- ASD’si olan kişiler, her 6–12 ayda bir kardiyoloji kontrolünden geçmelidir.
- Ekokardiyografi (EKO) ile kalp odacıkları, akciğer basıncı ve ritim düzeni takip edilir.
- ASD kapatıldıktan sonra ilk 1 yıl düzenli kontroller aksatılmamalıdır.
🧘 5. Stres Yönetimi ve Uyku Düzeni
- Stres, kalp ritmini olumsuz etkileyebilir. Meditasyon, nefes egzersizi ve yeterli uyku kalp sağlığını destekler.
- Gece 7–8 saat kaliteli uyku, kalp fonksiyonlarının dengelenmesine yardımcı olur.
👩⚕️ 6. Gebelik ve Kadın Sağlığı
- ASD’si olan kadınlar hamile kalmadan önce mutlaka kardiyoloji uzmanına danışmalıdır.
- Kapatılmamış büyük ASD’lerde gebelik riskli olabilir; bu durumda gebelik öncesi kapatma işlemi önerilir.
- ASD kapatıldıktan sonra genellikle sağlıklı gebelik mümkündür.
🦷 7. Enfeksiyonlardan Korunma
- Kalp içi enfeksiyon (endokardit) riskini önlemek için diş tedavileri öncesi diş hekimi bilgilendirilmelidir.
- Gerektiğinde koruyucu antibiyotik uygulanabilir.
- Ağız ve diş hijyenine dikkat etmek, enfeksiyon riskini büyük ölçüde azaltır.
ASD ile gebelik ve hamilelik mümkün müdür? Dikkat edilmesi gerekenler var mıdır?
Atrial Septal Defekt (ASD) bulunan kadınlar genellikle sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci geçirebilir. Ancak bu durum, defektin büyüklüğüne, kalbin etkilenme derecesine ve varsa eşlik eden komplikasyonlara bağlıdır. Küçük ASD’ler genellikle gebeliği olumsuz etkilemezken, büyük ve tedavi edilmemiş defektlerde gebelik ciddi riskler taşıyabilir.
🤰 1. Küçük ve Tedavi Edilmiş ASD’de Gebelik
- Küçük ASD’si olan veya ASD’si önceden kapalı yöntemle (kateter) ya da cerrahiyle kapatılmış kadınlar genellikle normal bir gebelik geçirebilir.
- Bu kadınlarda kalp yükü artışını tolere etme kapasitesi normaldir.
- Gebelik süresince düzenli kardiyoloji ve kadın doğum takibi yeterlidir.
- Doğum şekli çoğunlukla normal vajinal doğum olabilir, ancak son karar multidisipliner ekip (kadın doğum, kardiyoloji, anestezi) tarafından verilmelidir.
⚠️ 2. Büyük veya Tedavi Edilmemiş ASD’de Gebelik Riskleri
Kapatılmamış orta veya büyük ASD’lerde, gebelik kalp ve dolaşım sistemine ek yük bindirir. Bu durumda şu komplikasyonlar gelişebilir:
- Kalp yetmezliği: Gebelikte artan kan hacmi kalbin sağ tarafını zorlayabilir.
- Ritim bozuklukları (aritmiler): Çarpıntı, düzensiz kalp atımı ve nefes darlığı sık görülebilir.
- Pulmoner hipertansiyon: Akciğer damar basıncının artması gebelikte tehlikeli hale gelebilir.
- Paradoksal emboli riski: Kan pıhtısı, ASD yoluyla geçerek beyine ulaşabilir ve felce neden olabilir.
- Erken doğum veya düşük doğum ağırlığı gibi obstetrik komplikasyonlar görülebilir.
🩺 3. Gebelik Öncesi Değerlendirme
ASD’li kadınların gebelik planlamadan önce mutlaka kardiyoloji uzmanına başvurmaları gerekir.
- Kalp fonksiyonları ve akciğer basıncı ekokardiyografi (EKO) ile değerlendirilmelidir.
- Eğer ASD büyükse veya semptomlara yol açıyorsa, gebelikten önce kapatma işlemi yapılmalıdır.
- Gebelik sırasında ilaç kullanımı planlanıyorsa (örneğin kan sulandırıcılar), hekim gözetiminde doz ayarlaması yapılmalıdır.
👶 4. Gebelik Sırasında Takip
- Gebelik boyunca kardiyoloji kontrolleri düzenli aralıklarla yapılmalıdır.
- Kadın doğum uzmanı ile kardiyolog, olası komplikasyonlara karşı ortak takip programı yürütmelidir.
- Şiddetli nefes darlığı, ödem, çarpıntı gibi belirtiler gelişirse acilen değerlendirme yapılmalıdır.
- Doğum sırasında kan kaybı ve sıvı yükü dikkatle kontrol edilmelidir.
🏥 5. Doğum ve Doğum Sonrası Dönem
- ASD kapatılmış veya küçük ASD’si olan kadınlarda normal doğum genellikle güvenlidir.
- Kalp yetmezliği riski taşıyan hastalarda sezaryen tercih edilebilir.
- Doğum sonrası ilk 24–48 saat, kalp üzerindeki yükün arttığı kritik dönemdir; bu süreçte yakın takip gerekir.
- Kan pıhtılaşma eğilimi yüksek olduğundan, doğum sonrası dönemde kan sulandırıcı ilaçlar kullanılabilir.
ASD önlenebilir mi veya ailede varsa tekrar risk var mıdır?
Atrial Septal Defekt (ASD), doğuştan gelen (konjenital) bir kalp anomalisi olduğu için genellikle tamamen önlenebilir bir hastalık değildir. Ancak bazı risk faktörlerinin kontrol altına alınması, bebekte ASD ve benzeri kalp defektlerinin gelişme ihtimalini azaltabilir. Ayrıca, aile öyküsü olan bireylerde genetik yatkınlık nedeniyle tekrarlama riski bir miktar artmıştır.
🧬 1. Genetik Faktörler ve Ailede Tekrar Riski
ASD’nin ortaya çıkmasında genetik yatkınlık önemli bir rol oynar. Kalp gelişiminde görevli bazı genlerdeki mutasyonlar, kalp duvarının tam olarak kapanmamasına neden olabilir.
- Eğer bir ebeveynde ASD veya başka bir doğuştan kalp hastalığı varsa, çocukta görülme riski genel topluma göre 2–4 kat daha yüksektir.
- Birinci derece akrabalarda (anne, baba, kardeş) ASD öyküsü bulunması durumunda, diğer çocuklarda risk yaklaşık %3–5 oranındadır.
- Down sendromu, Holt-Oram sendromu, Noonan sendromu gibi genetik sendromlarda ASD sık görülür.
- Nadir vakalarda, NKX2-5, TBX5, GATA4 gibi genlerdeki kalıtsal mutasyonlar ASD’nin aile bireylerinde tekrarlamasına yol açabilir.
🤰 2. Gebelik Döneminde Önleyici Önlemler
ASD’nin tamamen önlenmesi mümkün olmasa da, gebelik sürecinde bazı önlemler almak riskin azalmasına yardımcı olabilir:
- Alkol ve sigara kullanmamak: Bu maddeler embriyonun kalp gelişimini olumsuz etkiler.
- Kontrollü ilaç kullanımı: Gebelikte doktor onayı olmadan ilaç kullanılmamalıdır. Özellikle bazı antiepileptikler ve retinoik asit türevleri kalp anomalisi riskini artırabilir.
- Enfeksiyonlardan korunmak: Özellikle kızamıkçık (rubella) enfeksiyonu, kalp gelişimini bozabilir. Gebelik öncesi rubella aşısı yapılmalıdır.
- Kan şekeri kontrolü: Diyabetli anne adaylarının gebelik öncesinde ve süresince kan şekeri düzeylerini iyi kontrol etmesi gerekir.
- Folat (folik asit) kullanımı: Gebelik öncesi ve erken gebelik döneminde folik asit kullanmak kalp defektleri dahil birçok doğumsal anomali riskini azaltabilir.
🏥 3. Aile Planlamasında Genetik Danışmanlık
- Ailede ASD veya başka doğuştan kalp hastalığı öyküsü varsa, gebelik öncesi genetik danışmanlık önerilir.
- Gerekirse genetik testlerle belirli mutasyonların varlığı araştırılabilir.
- Risk yüksekse, gebelik sürecinde fetal ekokardiyografi ile bebeğin kalp yapısı erken dönemde incelenebilir (18–22. haftalar arası).
🩺 4. Doğum Sonrası Erken Tanı Önemi
ASD tam olarak önlenemese bile, erken tanı konulması sayesinde hastalık ilerlemeden tedavi edilebilir. Bu nedenle:
- Kalp üfürümü duyulan bebekler mutlaka kardiyolojik değerlendirmeye alınmalıdır.
- Gerekli durumlarda EKG ve ekokardiyografi ile tarama yapılmalıdır.
- Ailede ASD öyküsü varsa, yeni doğan bebekler düzenli olarak kalp muayenesinden geçmelidir.
Yasal Uyarı:
Bu içerik yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Bu yazı, Artiyal Septal Defekt (ASD) hakkında genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. İçeriğimizde yer alan bilgiler tıbbi bir teşhis, tedavi veya uzman görüşü yerine geçmez. Sağlık durumunuzla ilgili en doğru ve güncel bilgiyi almak için mutlaka bir doktora danışmalısınız. Yanlış anlaşılmalardan doğabilecek herhangi bir sorumluluk tarafımıza ait değildir.
 
 
 
  
  
  
  
 